O’na..!
Ayrılık sonrası
yokluğun ağırlığını, ayrılanların dışında kimse bilemez. En çok geceleri zor
olur ayrılığa dayanmak. Susarsın, sustukça yazarsın. Yazdıkça büyür hasretin,
gelip yüreğinin üstüne oturur. O belki bensiz mutludur ama bana onsuzluk çok koyuyor.
Hep kıyısında
duruyorum hayatın, korkuyorum onsuzluk itiverecek gün gelince beni uçuruma. Kuşatılmış
bir şehir gibi, onsuz görünmez surlarla sarılı dört bir yanım, korkuyorum. Bazı
geceler yağmur başlıyor, camlara vurdukça damlalar sesleri büyüyor, ürküyorum.
Yanımda olsa, sarılsam, güven duysam, olmaz mı? Olmaz, biliyorum. Biz bir türlü
olamadık. Benim sevgimden daha büyük olan şey, neyse o, engelliyor ikimizi, birbirimize
tutunamıyoruz şu karanlık gece yarılarında.
Ne olduğu
anlaşılmayan sarhoş yürüyüşü gibi kavisler çiziyor rüyalarım, bir o'na, bir yalnızlığıma
çarparak kabusla uyanıyorum. Geniş bir yolda yürürken, bir anda bitiveriyor
sokaklar, rüyalarımda bile o'na ulaşamıyorum.
Sol yanımızda
küçük bir yer açmak ne kadar zormuş meğer. Ne kadar yosun tutmuş ki kalplerimiz, üstüne
basan kayıp düşüveriyor. Çok garip değil mi? Aşıları bulan, ampulü keşfeden,
makinaları, arabaları icat eden insanoğlu, iş sevgiye aşka gelince şaşıp
kalıyor. Formülü yok hasretin, özlemin. Türkülerde dillendiği gibi, doktorlar
bile bu derde çare olamıyor.
Onunla olmak
güzeldi! Sevmek onu bütün ihtimalsizliklere rağmen, her defasında başka bir
umutla ve oluruna bırakarak hayatı, kanıp onunla olmak güzeldi. Şimdi ne varsa
yüreğimi yakan, hepsi biraz tebessüm barındırıyorsa içimde, onu sevmeyi
becerebildiğimdendir.
Sonrasızlığını
bilerek, bir şey diyemiyorum. Aklım alsa ruhum itiraz eder gibi. Tuhaf bir aşk
o'na hissettiğim, biteceğini bilerek, kırarak inadımı kalbin pusulasını o'na
çevirmek, çok anlamsız değil mi? En azından dışarıdan kendimi ben böyle
görüyorum. Aslında anlamsız da değil! Tam tersi biraz mucizevi aslına bakarsan
ve takdir bile hak eder. Birlikte uyunacak bir hayat üstüne hayaller kurarak
yaşamak kolay. Önemli olan, her an gelmeyeceğini bildiğin bir sevgiliye
böylesine tutunmaktır. Onunla hiç garantim olmadı ki benim. Her yeni gün,
gidecekmiş gibi uyandım. Sonunda gitti ama bitmedi. Bir de bitseydi içimde, ne
kolay olurdu tüketmek şu sevdayı. Olsun! O ömrümün gururu çünkü kalbime sevmeyi
öğretti. O ister yanımda olsun, ister olmasın, yüreğim sevda acısının madalyasını
üstünde onurla taşıyacak. Bir insanı olgunlaştıran en önemli şey acıdır.
Yüreğim büyüyüp daha da olgunlaştıkça hep o'nu anacak ve yüreğimin en ücra köşesinde
yaptığım sırça sarayda yaşayacak!
21 Ocak 2015
Betül Erdoğan
Yorumlar
Yorum Gönder