Güzel şeyler.




Su kuyruğunda ben.

Kızılay, Metro'da ki vezneden su almak için sıraya girdim.

Kırttt, kırtttt, kırttttt...

Aman allahım kabus gibi bir şey.

Bu kadınlar nasıl da beceriyorlar tek tip kokmayı?

Piyasada bir parfüm var ama ben adını çözemedim çözmek de istemiyorum.

Kırttt, kırtttt, kırttttt...

Bir parfüm  bu kadar mı ağır kokar; bu kadar mı alakasız olur kullananlarla da büyük bir uyum sağlaması cabası. 

Kırttt, kırtttt, kırttttt...

O tanıdık koku, her yerde, metroda, yolda, otobüste su kuyruğunda,  apartman asansöründe, filanca-falanca köşede burnuma geldikçe; böğürecek gibi oluyorum. 

Kırttt, kırtttt, kırttttt...

Orda -burda her yerde karşıma çıkan bayanlar; şu kokudan artık vazgeçin, lütfen.

Yüzlerceniz  birleşip, ortaklaşa halk ekmek sırasına girer gibi, parfüm almaya mı  giriyorsunuz anlamıyorum?

Kırttt, kırtttt, kırttttt...

O ne ya? Nedir bu, kırttt, kırtttt, kırttttt...Sesi?

Ben pafüm kokusuyla mücadele ederken neredeyse tene tenime deyecek kadar arkadan bana yaklaşmış pala bıyıklı, koca göbekli paspal giyimli yağlı saçlı adamcağız eline su kartını almış dayamış ağzına, kırttt, kırtttt, kırttttt dişlerini kurcalıyor.

Hey! Parfüm kokularıyla çevreyi kirleten bayancıklar artık size kızmak yok. Baksanıza bey amcanız, dişini kurcalarken çıkardığı sesle hepinizi yendi.

Güzeldi...

17 Ağustos 2014

Betül Erdoğan

Yorumlar

Popüler Yayınlar