Sevmek ne güzeldir.
Ne güzeldir insanın bir sevdiğinin olması. En zor anlarında, veya hiç ummadığın bir zamanda bir “merhaba”sıyla içini ısıtması. Hüzünlü olduğun zamanlarda sesini duyar duymaz bütün olumsuzlukları anında unutmak, yağmur yağarken başını pencereye yaslayıp dışarıyı seyrederken onu hayal etmek, karlı havalarda soğuktan değil ama onu çok özlediğin için sol yanının sızlayıp üşümesi ne güzeldir. Bir “alo” demesiyle bütün karanlık gecenin aydınlanması, “gel” demeden yanında olduğunu bilmenin, gittiğin her yere onu da kalbinde, benliğinde, yanında götürmenin.
Ona türküler söylemek, bütün kuşları kaçırmak uğruna. Yazılar yazmak sayfa sayfa sonra şiirler. En güzel yazıları beğenmemek, en güzel şiirleri bile ona yakıştıramamak ne güzeldir. Sonra düşünmek onu bıkmadan düşünmek saatler boyu. Ne yazarsam yazayım ona dair bütün sözlerin güzel ve manalı olacağını; çünkü aşk defterimin kapağında, yüzünün olduğunu bilmek ne güzeldir.
Onunla birlikte aynı güne uyandığında, gözlerini gözbebeğinin içinde görmek ne güzeldir. Sonunu bilmeden kendini kor ateşe atmak; ama onsuz da ateşte olduğunu bilmek ne kadar güzeldir.
Kararsızca, fikir üretmeden, mantıklı düşünmeden, sadece sevmek ne güzeldir.
Adını andığında yüreğinde çarpıntı olması, yüzünün kızarması, duygularının aşırılığından utanmak ne güzeldir. Onlarca yemin bozmak, istemeden kalp kırmak, kırılmak, bağışlamak, af dilemek, onarmak, yapmak, yenilmek, aşka boyun eğmek ne güzeldir.
Gitmesi, gelmesi, özlemek, beklemek, unutmamak, unutulmamak, aşk uğruna acı çekmek, kısaca aşk içinde kendini ummanlarda kaybetmek ne güzeldir.
Korktuğunun başına gelmesinden korkmak, acı çekmek, kısaca çelişkiler içinde kalmak, pişman olmak; ama geçmişi sorgulamadan devam etmek, yine yeniden sevmek, sevdiğinden vazgeçmemek ne güzeldir.
İlk olmadan, tek olmak, son olacağını bilmek ne güzeldir.
Tanrıya dua etmek, yalvarmak, yakarmak, acıyla kavrulmak; ama hiç ummadığın bir anda “işte O” diyebilmek ne güzeldir. Hem içinde, hem dışında olmak, kararsız kalmak, kendini meçhul bir sona bırakmak; ama yine de onurluca “kal” diyebilmek ne güzeldir.
Yaşamındaki her şeyi boş vermek, sorunları dert etmemek, kahretmemek, isyan etmemek ne güzeldir.
Fotoğraflarına baktığında sanki karşındaymış gibi gülümsemek, aşkla doldurulmuş şarap kadehini son damlasına kadar içmek, gönül deryasında boğulmak, özgür ruhumuzu bir tek kişiye gönül zinciriyle bağlamak ne güzeldir.
Gelmeyeceğini bilerek beklemek, onsuz geçen bir günün zehir olması, umutlara hüzünlerin karışması, bir aşkın tek başına hükümdarı olduğunu bilmek ne güzeldir.
Yokluğunda, onun kokusundan başka koku duymamak, ondan başkasını görmemek, onun teninden başka bir tene dokunamamak, ondan başkasını düşünememek ve her yeni gün bir şeylerin olmasını umutla beklemek ne güzeldir.
İki kişi yaşamak her şeyi, bir bardak da onun için çay içmek, yorgun düşmek bu yüzden, kıymetini anlamak sevdiğinin, artık eski günlere dönemeyeceğini bilerek yine de pes etmemek bu hayattan ne güzeldir.
Yüzünü hayal etmek, denizin dalgaları gibi saçlarını dokunmak, ellerinden tutmak, defalarca öpmek ne güzeldir. Her yazıya ilham olması, akıllara zarar olması, yazılan yazılar, türkü, şiir, her ne varsa aşka dair onda olmak; hayatının içinde olması ne güzeldir.
Bulutların parçalanması, kalabalık da kaybolmak, onsuz bu şehirde yaşamaktan nefret etmek ne güzeldir. Telefonunun çalmasını beklemek, yaşadığın ortamı terk etmek, başka yere yerleşmek, ama aşktan kaçılamayacağını bilmek, nereye gidersen git kalbini, aklını, yüreğini de yanında götürdüğünü bilmek ne güzeldir.
Hayat hem uzun hem kısa ve bitmek bilmeyen bir film gibi.Yönetmeni ise sen. İşte o yönetmenin kendin olduğunu bilmek bile ne güzeldir.
Sana,“Ben gidiyorum” dediği gibi “Ben geldim!” diyebilmesi ne güzeldir.
Karşılık beklemeden sevmek, gerçek sevginin kimseye söylenmeden, kimseyle paylaşmadan ve asla kavuşmadan da var olup sürebileceğini bilmek, aşk denen bu sonsuz illete bulaşmak ne güzeldir…
Ben sadece seni, “bendeki senle” sana anlatmak istedim. Bu yazıyı okuduğunda bil ki içimde onca söz var seni sevmelere adanmış; söylenemeyen onca söz kalmış…
Daha ne yazabilirim ki sevgi adına? Söylenmiş nice sözler var ki hâlâ söylenmekte; ama son bulmamakta; çünkü dünya evrende dönüp durmakta!
11 Ağustos 2014
Betül Erdoğan
Yorumlar
Yorum Gönder