Babamın ardından!
Yaşarken söyleyemediğim
ama mutlaka söylenilmesi gereken yokluğunda dile getirilmiş pişmanlıklar
yığınıdır şimdi ki düşüncelerim.
Kendimi çok
zayıf, çok çaresiz, çok umutsuz hissettiğim anlarda aradığım gücü ellerinde,
sözlerinde, gözlerinde buluyordum.
Varlığına bu
kadar ihtiyaç duymamın sebebi de bu zaten.
Oysa sende bir insandın
ve senin de zayıf olduğun anlar vardı, bunları hiç göstermedin bize.
Bu yüzden, senin
ölümüne kadar çok rahattım ben. Sığınacak limanım vardı her zaman. Şimdi o
yüzden çok zor geliyor her şey bana.
İnsanın sığınacak
bir limanı olması ne güzeldir.
Seni ne çok sevdiğimi,
sensiz geçen yılların ne çok acı verdiğini ve seni ne denli özlediğimi
anlatabilecek kelimelerin yeryüzünde olduğuna inanmıyorum babam, canım…
Sana o kadar
minnettarım ki baba, bunu üç beş satırla geçiştirebilirim ancak.
Beni, “küçük
kızını” sevdiğin, koruduğun, beni sarıp sarmaladığın, beni büyüttüğün, bana
kitap okuma alışkanlığı verdiğin, daktilo başına oturtup, “Hadi bakalım bir dilekçe
yaz!” bunları bilmen gerekir dediğin,
kötüsüyle
iyisiyle bu dünyada var olmama olanak sağladığın, sana kötü şeylerden
bahsederken hep iyi bir noktasını bulup, iyimser olmayı gösterdiğin, çok öfkeli
olduğum anlarda beni sakinleştirip “ama!” diye başladığın cümleleri hep olumlu
sonuçlandırıp “hoşgörülü olmak budur işte!” dedirttiğin, çocukluğumu, gençliğimi
benimle yaşayıp baba olmanın ötesinde arkadaşım olduğun, sana yalan söylediğim anda
bunu
anlayıp, bana
doğruyu söylemem için öğüt verdiğin ve hata da olsa doğrunun değerini
öğrettiğin, hatalar insanlar içindir mantığını gösterip, yaptığım hatalardan
ders almamı ve yaşamıma kaldığım yerden devam etmemi sağladığın için teşekkürler
Babam.
Bilmem kaç yıldır
Babalar gününü sensiz geçiriyorum.
Seni yâd ederken,
bütün Babaların gününü kutlarım.
Yüreğimdesin
sevgili Babam.
Nur içinde yat.
Görüşmek üzere.
Küçük kızın Betül
Yorumlar
Yorum Gönder