Doyumsuz ve nankör insanlar!
Yeryüzünde yaşayan, ne çok doyumsuz ve nankör insan var.
Sık sık, etrafa şöyle bir bakıyorum. Sokakta, işte, AVM'lerde. Her yerde karşımıza çıkan insan yığını. Ben de o toplulukta bir bireyim. Ama mutlu ve nankör olmayan bir birey.
Gözlemlediğim insanların arasında, sevgiye doyumsuz, paraya doyumsuz, tüketime doyumsuz her şeye doyumsuz ne kadar çok insan olduğunu görüyorum...
Çaresiz hasta bir bilinç haliyle etrafa saldırıda bulunup sürünün önde gideni olma çabası, en iyiye sahip olma hırsı, dikkat çekme çabası ve bu yolla da tatmin olmayan doyumsuzluğun doyacağı hayali ama yine de bitmeyen doyumsuzluk ve ruhsal hastalık...Toplumun büyük kısmının çaresizliğine, uykusuzluğuna, ruhsal bunalımlarına neden olan tavan yapmış hırsların kurbanı olan insanlar topluluğu. Her yerde, her yaşta, her millette, her statüde birbirini boğazlamaya çalışan kitle.
Mutsuz ve doyumsuz insanları en çok yersiz sergiledikler saldırganlıkları ele verir. Çok kızgın ve öfkelidirler. Çok konuşur, uzun uzun cümleler kurar, beyinlerinde uzun metinler yazarlar. Göz yaşları içinde bağırır çağırırlar küfür ederler. Neye kızdıklarını bir türlü anlayamazsınız. Neye kızdıklarını kendileri de bilmezler. Kendi hayatlarından esirgeyip durdukları "yeter, sakin ol!" sözünü, başkalarından duymaya mahkumdur bu insanlar.
Bir de nankör insanlar vardır!
"Offf! hava çok soğuk bir güneş çıksa!" derler.
Güneş çıkar, tepede pırıl pırıl parlarken, bu kez de rahatsız olurlar köşe bucak kaçıp sığınacak gölge ararlar!
"Ah! bir yağmur yağsa da serinlesek!" derler.
Ama yağmur başladığında da, hemen şemsiyeleri açıp korunmaya çalışırlar.
Sonra;
"Bir rüzgar çıksa da serinlesek!" derler.
Rüzgar çıktığında ise,
"Hiç iyi olmadı bu rüzgar, yerdeki tozları kaldırdı!" derler.
Çocukluğumdan bu yana, bu örneklere çok şahit oldum. Yaradanın kendilerine verdiği dünya nimetlerin farkında olmayan insanlar için, Mevlana'dan dizeler yazıp, yazımı bitirmek istiyorum.
"Hiçbir mal sizin değil, neyi bölüşemiyorsunuz? Hiçbir can sizin değil, niye dövüşüyorsunuz?"
"Sen değerinle ve düşüncenle, iki âleme de bedelsin, ama ne yapayım ki kendi değerini bilmiyorsun."
"Ey Tanrı kitabının nüshası insanoğlu! Sen, kainatı yaratan Hakk’ın güzelliğinin bir aynasısın!
+
Haydi, durmayalım ve aynaya bakıp kendimizi sevelim.
Çünkü, insanlar sevdikçe güzelleşir.
Betül Erdoğan
Yorumlar
Yorum Gönder