Kırık kalp!




"Siz hiç kalp kırdınız mı veya kalbinizi kıran oldu mu?

Yüreğinizin en derin köşesine yerleştirdiğiniz kişi, sizi aşağılayarak paramparça etti mi hiç?


Kalp kırmak, insanoğluna has duygudur bunu hepimiz biliyoruz. Zira başka hiç bir canlı yaratıkta böyle bir duygu yoktur. Evimizde beslediğimiz kedi veya köpeğe kızarız, hatta bağırırız ama o bize küsmez gene yanımıza gelip, kuyruğunu sallar bize dokunmaya çalışır. Tatlı tatlı bakar bir de suratımıza hiçbir şey olmamış gibi.


Ama biz insanlarda durum çok farklıdır. Kalbimiz kırıldığında her şeyi unuturuz, o olay sanki dünyanın en çirkin olayıdır. Dünya başımıza yıkılmıştır. O kişiyi bir daha affetmemeyi düşünürüz. Onunla olan tüm iyi anılar birden bire yok oluverir hafızalardan. Belki şoka girmişiz, böyle bir hareket beklememişizdir ondan. Ama olan olmuş, kalp kırılmıştır.


Kalp kıran insanların nasıl bir ruh yapısına sahip olduklarını çok merak eder ve düşünürüm. "Onlar hayatlarında kendilerine hiç değer verilmemiş, sevilmemiş, öz güvenlerini kaybetmiş! olabilirler mi?"

Aylar öncesinde, bir arkadaşımla konuşmuştuk bu konuyu.

“Bir insan, bir insanı neden kırar?” diye sormuştum.

Oda bana şu cevabı vermişti çok net hatırlıyorum.

“Bir, davranış bozukluğundan, iki karakter. Davranış bozukluğundan kaynaklanıyorsa, düzelir. Ama karakter bozukluğundan kaynaklanıyorsa düzelmez!”

Karşınızdaki insan size  iyi niyetiyle bir şey soruyorsa; ona tepki vermek yerine "size verdiği değeri düşünüp!" mutlu olun sevgiyle  yaklaşın kalp kırmayın buna gerek yok!.. O kişinin sorusunu, aptallık olarak görüyorsanız onu bilemem.

"Kalbinizi kıran insanlara karşı kırıcı olmadan cevap verebilmek, çok sağlıklı bir ruh yapısının ve her yönüyle güçlü bir kişiliğin ürünüdür!"

“Sevdiğim veya dostum bana kırılmış, kırılırsa kırılsın, onun bileceği bir iş!” mantığı olmamalı. En güzeli geçmişte kalan dostluk ve sevgili her neyse değerlere sahip çıkmalı. Önemli olan, birbirimize daha saygılı, daha hoşgörülü yaklaşabilmek, hepsinden önemlisi kişilere karşı içimizdeki o kahrolası önyargıyı yok edebilmektir.

Her şeye rağmen kalp kırmayı ilke edinmiş ve bunu üstünlük sayanlara da,  

Yunus Emre’nin sözleriyle sesleniyorum!

"Kırma dostun kalbini
Onaracak ustası yok.
Soldurma
Gönül çiçeğini

Sulamaya ibrik yok!"

Betül

Yorumlar

Popüler Yayınlar