MERAKLI KOMŞULAR!
Hani bazı komşular vardır, meraklı. Günlük yaşamlarının çoğunu evlerinin balkonundan sarkıp onu bunu gözetleyerek ya da apartman içinde yanan otomatlara göre kapıyı açıp "kim-kime gelmiş?" veya insanları yolda durdurup soru bombardımanına tutarak, "o ne yapmış, bu ne demiş, şu kiminle nerdeymiş?" öğrenmek için çaba harcayan meraklı komşular.
Evinde bir tadilat yaptırdığında, yeni bir eşya alındığında, pencere camları değiştirildiğinde,
görmek, incelemek için eve gelen çoğunlukla şişman, kısa boylu olur meraklı komşular!..
Örneğin akşam eve misafir gelmiştir ve meraklı komşunun çoktan haberi olmuştur.
Bir rivayete göre medya takip ajanslarından daha fazla haber stoğuna sahip olan bu meraklı komşuların örgütlü olarak çalıştıklarına eminim. Bu meraklı komşuların kesinlikle insan ötesi varlıklar olduğuna inanıyorum. Veya birileri çoktan insan klonlamayı başarmıştır da haberimiz yoktur. Olabilir değil mi?
Ertesi sabah, evden kaçta çıkacağını bilir meraklı komşu. Bu tip bir komşu kapını açtığın anda kapısını açar ve önce bir "aaaa!" yaptıktan sonra; "nereye gidiyorsun?" diye sorar. Sanki cevap vermek zorundaymışsın gibi nereye gideceğini bir güzel söylersin, o da başlar bir şeyler anlatmaya alakalı alakasız. Kendini zar zor kurtarırsın.
Velevki işi var o gün kapıyı açamadı. Evine gelip anahtarla kapıyı açarken seni yakalar ve "nerden böyle?" diye sorar. Zor tutarsın gene kendini bir şey söylememek için.
Başka bir zaman ise, misafirlerin gelmistir, gece geç vakitlere kadar oturmuşlardır ve ertesi gün komşuna rastladığında sana aynen söyle der:
"Dün size gelen o kalabalık grup kimdi? Hani şu saatte çıkıp şu arabaya binip gidenler!.. Mıhlanmış gibi kalırsın işte o anda ama yine kuzu kuzu cevap verirsin "sana ne?" diyemeden.
Enterasandırlar yani bu meraklı komşular...
Bazı meraklı komşuların, merakları kalite barındırır. İşi bileni ve hatta acar olanı aşure, tatlı, tepsi böreği üçgen yöntemini kullanandır, buna dikkat edendir.
Şöyle ki; hafiye modunda takılan bu meraklılar çok yorucu bir spesifik işi, buna paralel bir gücü olmadığından genelde ev hanımlarından özenle yetiştirilen bu kalifiye ve işin erbabı kişiler, eve yolladıkları aşure, tatlı, börek gibi el emeği göz nuru mamullerle içeri sızarlar. Zira çok iyi bilirler ki, o yollanan kaplar türk ananesi, geleneği göreneği uyarınca boş gitmez, gidemez... Bu nedenle söz konusu olan tabaklar iki ev arasında mekik dokurken gerek şart olan ahbaplık ve samimiyet kurulur. Ev fethedilir. Gazamız mübarek olur, her türlü bilgiye ulaşılır!..
Benim de, böylesine meraklı olan bir komşum zafer edasıyla zilimi çalıp, "bak! dün gece 03:00 - 03:15 arası falanca ile filanca karı-koca kavga ettiler sabaha kadar uyuyamadık ayıp! Ayıp!..Dediği çok olmuştur.
Bu meraklı komşu tiplerini yakınen tanıdığımdan rahatlıkla söyleyebilirim ki, ayaklı haber ajansı gibidir ve mahallede ne var ne yok gayet iyi bilmektedirler kendileri. Kim nereye gitmiş, kim kiminle beraber olmuş, filancanın çocuğu bilmem ne okulunu kazanmış, falancanın oynak kızı nişanı atmış da akşamları oğlanlarla dolanıyormuş, kapıcı efendi aslında hepimizden daha iyi durumdaymış, falan numarada oturan adamın sevgili varmış, Kayseri'lilerin oğlu hasta olduğundan beri hiç ortalıkta gözükmüyormuş, muhtarın karısı gene evi terk etmiş de, mış mış mışşşş...
Bunlar gibi yüzlerce bilgiyi herkesten daha önce ve şaşmaz bir doğrulukla ilk meraklı komşulardan öğrenir mahalle sakinleri. Hatta işi ileriye götürüp Hükümet ve Dünya gündemi hakkındaki taze havadisleri de medya kanallarından ve basından çok daha hızlı bir şekilde bizlere ulaştırırlar.
Farz-ı misal seneler önce kimsenin aklına bile gelmezken, kapımızın önünden dolmuş geçeceğinden bahsetmişti bir meraklı komşumuz. Bununla da yetinmeyip güzergâhını da eksiksiz olarak tespit etmişti. Ben ise o zamanlar gülüp geçmiştim bu söylediklerine...
Ama şimdi onun dediği gibi oldu.
Meraklı komşular hakkında kafamı kurcalayan tek mesele ise, bütün gün pencere kenarında un çuvalı gibi öylece durup olan biteni merak ve ilgiyle izleyip takip ederken, günlük ihtiyaçlarını ve yapılması gereken rutin işlerini nasıl hallediyor oluşudur.
Ne diyeyim, Allah onları gene de başımızdan eksik etmesin.
Yazımı şu hadisle bitirmek istiyorum.
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse komşusunu rahatsız etmesin Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!”
Betül Erdoğan
Yorumlar
Yorum Gönder