Bayram Hüznüm.
İnsanın hayatını kapkara kılan hüzünler vardır hani.
Kapkara
hüzünler içinde bakarız bazen hayata.
Yitirilen çocukluk,
ana-babanın yokluğu içimi öyle bir acıtıyor ki.
Bayram günlerine
çok uzağım şimdi. Artık kalabalık bir
aile değiliz.
Biz, hepimiz ayrı
ayrı yerlerdeyiz…
Yalnız yaşıyoruz
bayramlarımızı.
********************************************************
Gene bayram
geldi, gene çocukluğuma döndüm.
O hüzün
duygusuyla, bu günde hep bu şarkı takıldı dilime.
“Hani benim sevincim nerde
Bilyelerim
topacım
Kiraz ağacında
yırtılan gömleğim
Çaldılar
çocukluğumu habersiz
Penceresiz kaldım
anne
Uçurtmam tel
örgülere takıldı
Hani benim
gençliğim anne “
Ah, ne güzeldi
çocukluğumuzda her şey…
Erkenden yatağa
yatıp, düşünmeye başlamak! Sabah
kalktığında yapacaklarını çocuk kafanda programlamak!..
Baş ucumda
babamın aldığı "cici ayakkabılar" durur. Halamın diktiği bayram
fistanı bir de.
Ah, Bir sabah olsa!
Sobanın üstünde
kızarmış mis gibi ekmek kokularıyla uyanmak, heyecanla aşağıya koşturup sofraya
oturmak.
Şimdi her şey ne kadar farklı.
Eş-dost-akraba
ziyaretleri yok artık.
Çocukluğumdaki
gibi, ne bayram temizliği ne de baklava yapımı.
Tahta merdivenler
ovulmuyor, divan örtüleri de yıkanmıyor. Bakır tencereler kalaylanmıyor.
Bayramlara özel kurulan salıncaklar da yok artık.
Hiçbir şey yok!..
Sadece, bayramlaşmaya gelecek olan komşuların çocukları için alınan şekerler bir de mendiller var.
Bayram sabahında yalnız
olmak, o hüzünle bayram gününe girmek
anılarla yaşamak insanın belli bir
yaştan sonra benimsediği olay haline geliyor.
Dilerim bu bayram
sabahı, herkesin kapısı durmadan çalar, telefonlar hiç susmaz.
Benim mi?
Kim bilir, belki
benim kapımı da çalan birileri olur.
Kim bilir?..
Yorumlar
Yorum Gönder