GİDİYORSUN!...
Oysa uzun, upuzun
bir yaz vardı önümüzde. Tüm sıcağıyla, kavrulup terlemiş vücudumuzla, hiçbir
zaman üstümüzde durmayan pikemizle, bir daha gece olmasın diye hep dua
ettiğimiz, sıcaktan uyuyamadığımız, uyandığımızda kikirdeyerek etraftan
topladığımız ...?... şişeleriyle, su ve duş! Savaşlarımızla dolu bir yaz vardı.
Sınırsız haz dolu akşamları! Ve hafta sonları vardı. Bizim yazımız,
geçireceğimiz bir sonraki yazlardan heyecanlı heyecanlı bahsettiğimiz o
zamanlar, bilir miydik ki; bir daha beraber sıcak yazda yan-yana
gelemeyeceğimizi? Bahara bile yetişemeyeceğimizi canım YEĞENİM?
Şimdi her sabah,
TV seyrederek kahvaltı ederken, benim durmadan dıngırdadığımı hayal edecek ve
gülümseyeceksin o kendine has bıyık altı gülüşünle. Pata küte birbirimize laf
atmalarımızı anımsayacaksın. Sadece kirpiklerin gözükene kadar güldüğün o garip
taytımı giymeye devam edeceğim. Kimse anlayıp gülmez diye, bizim kelimelerimizi
sarf edemeyeceğim. Kimseye en güzel olmaya çalışmayacağım. Kimseyi kaybetmekten
de korkmayacağım. Kimsenin ayak seslerini dinlemeyeceğim "geliyor mu"
diye.
Çok şey var bana
yara olan da, koparmıyorum kabukları, kanatmıyorum. Birlikte elbet yapacağımız
daha güzel şeyler de olacak. Düşündüğüm şeyleri tek başımıza veya yanımızda
başkaları varken yapıyor oluşumuzu izleyeceğim başka bir dünyadan.
Yolun açık olsun.
Evinde güle güle otur, bir ömür boyu mutlu ol.
Ben buradayım.
Sen mutlu,
ben mutlu;
Biz yok artık…
Teyzen
Yorumlar
Yorum Gönder